22 Şubat 2010 Pazartesi

Sıcak Çikolata

Sandalyeme yerleştiğim anda,önüme koca bir tabak kahvaltı bırakılıyor.
Yumurtalar,jambonlar ve tepeleme kızarmış patates.
Serinliğini kaybetmemesi için bir buz kovasının içine yerleştirilmiş bir kase meyve var.
Önüme bıraktıkları çörek ve ekmek sepeti,bütün ailemin karnını bir hafta doyurmaya yetecek kadar dolu.
Çok zarif bir bardağa portakal suyu doldurulmuş.
Ya da en azından ben portakal suyu olduğunu tahmin ediyorum.
Hayatımda sadece bir defa portakal yedim:
Babamın bir yılbaşı günü,özel bir ikram olarak portakal aldığı o gün.
Bir fincan kahve...
Annem kahveye bayılır ama genelde kahve almaya imkanımız olmaz.
Benim için kahve sadece acı ve cılız bir lezzet demek.
Bir de daha önce hiç görmediğim koyu kıvamlı,kahverengi bir şey.
''Sıcak Çikolata'' diyorlar adına.
Çok güzel
Sıcak,tatlı ve kremamsı sıvıdan bir yudum alıyorum.
Ve bir anda içimde bir şeyler kıpırdıyor.
Yemeğin geri kalan kısmının beni beklediğini bilmem rağmen
Sıcak çikolatam bitene kadar hiçbir şeye elimi sürmüyorum.
Sonra yiyebildiğim kadar yiyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder